İŞÇİNİN İŞ KAZALARINDAN KAYNAKLI MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ HAKKINDA KISA BİR DEĞERLENDİRME

Çalışma yaşamında işçilerin karşılaştığı ve neticesi itibariyle en ağır sonucu doğuran olay iş kazalarıdır. Özellikle gelişmekte olan ve ekonomisi ağırlıklı olarak üretim, inşaat ve hizmet sektörüne dayalı ülkelerde ticari rekabetin yoğunluğu, maliyet artışı getireceği kaygısı, işin yapılışı esnasında zaman kaybına sebep olacağı bahanesiyle işverenler iş kazalarını önlemek adına gerekli önlemleri almamaktadır. İşçinin işe girmesinden önce ve işin devamı esnasındaki eğitimler ya verilmemekte ya da gerektiği gibi verilmemektedir. İş kazalarının önlenmesi adına işyerlerinin fiziki yapısında yapılması gereken değişiklikler yapılmamakta, işçilere iş kazalarının etkisini azaltmada fayda sağlayacak araç gereçler verilmemekte ya da işçiler tarafından kullanılıp kullanılmadığı denetlenmemektedir. Yine üretimi artırmak ve piyasanın rekabetçi haline uyum sağlamak adına yasal çalışma saatlerinin üzerinde çalıştırılan işçiler yaşadıkları fiziksel yorgunluk sonrasında iş kazasına sebep olmakta ya da iş kazalarına uğramaktadırlar.

Maalesef ülkemiz iş kazalarının sıklıkla yaşandığı ve alınmaya çalışılan önlemlere rağmen çok azalış göstermediği bir ülkedir. İş kazaları sonucunda kısa süreli yaralanmalar olduğu gibi işçinin çalışma hayatını sonlandıran ya da güçleştiren maluliyetler olabilmekte ve ne yazık ki ölümle neticelenen durumlar olabilmektedir.

Gerçekleşen iş kazaları neticesinde işçilerin maddi ve manevi zararlarının tazmini ve haklarının korunması önem arz etmektedir. Uygulamada genel olarak işçilerin tedavi giderleri SGK tarafından karşılanmakta, SGK tarafından karşılanmayan giderleri için işçiler işverene ya da iş kazasının oluşumunda kusuru olanlara taleplerini yönlendirmektedirler. Yine manevi tazminat talepleri açısından da işverenlere ya da iş kazasının oluşumunda kusuru olanlara taleplerini yönlendirmektedirler.

İşçilerin talep edeceği maddi tazminat tutarının belirlenmesinde mahkemeler bilirkişilerden yardım almakta ve maddi tazminat tutarını genel olarak aktüerya bilirkişilerinin raporları doğrultusunda vermektedirler. Aktüerya uzmanları yaptıkları değerlendirmeler esnasında iş kazasının meydana gelmesindeki kusur durumunu, işçinin yaşını, maluliyet durumunu, işçinin almakta olduğu son maaşını maaşı, işçi iş kazası sonrası vefat ettiyse yakınlarının yaşlarını dikkate alarak bir rapor düzenlemekte ve genel olarak mahkemeler maddi tazminatı bu raporlar doğrultusunda hüküm altına almaktadırlar.

İşçilerin ya da vefat durumunda yakınlarının talep edebileceği manevi tazminat tutarının belirlenmesinde ise işçinin olaydaki kusuru, olayın oluş durumu, olayın gerçekleşmesinde işverenin kusuru, işverenin işçiye gerekli eğitimi verip vermemesi, işverenin kazanın önlenmesi için öncesinde gerekli önlemleri alıp almadığı, kaza öncesi ve sonraki süreçteki tutumu, işçinin ve işverenin ekonomik sosyal durumu dikkate alınmakta ve neticesinde takdiren bir manevi tazminat tutarı belirlenmektedir. Bu tutara ilişkin talep edilecek faizin başlangıcının da iş kazasının gerçekleştiği tarih olması gerekmektedir.

İş kazalarından kaynaklı idari açıdan da soruşturma yürütülmekte olup iş kazasından kaynaklı sorumluluk durumuna göre işveren aleyhine para cezası düzenlenmekte yine SGK tarafından içinin tedavi giderleri ile ilgili yapılan masrafları sorumlulukları oranında işveren ve varsa 3.kişilere rücu edilmektedir.

Meydana gelen iş kazaları aynı zamanda bir cezai soruşturmanın da konusu olmakta kazanın meydana gelmesinde sorumluluğu olanlar hakkında yürütülen soruşturma neticesinde haklarında kamu davası açılmakta ve ceza yargılaması yapılmaktadır. İş kazalarından kaynaklı açılan tazminat davalarının karara bağlanması genel olarak ceza yargılamasının neticelenmesi için “bekletici mesele” yapılmakta bu husus da işçilerin ya da yakınlarının haklarını almalarında süre açısından engel teşkil etmektedir.

İş kazalarından kaynaklı açılacak maddi ve manevi tazminat davalarının hukuki açıdan teknik detayları olması, işçilerin ve yakınlarının gelecekleri üzerinde önemli etkiye sahip olması sebebiyle iş kazalarının mağduru olan işçilerin ya da yakınlarının bu davaları alanında uzman avukat meslektaşlarımızdan yardım alarak sürdürmeleri kendileri açısından önem arz etmektedir.

Bu yazımızın ekinde iş kazasından kaynaklı maluliyet yaşayan bir işçi müvekkilimizi temsilen açtığımız maddi ve manevi tazminat talepli davaya ilişkin örnek bir Yerel Mahkeme kararını ve Bölge Adliye Mahkemesi kararını sunmaktayız.

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

T.C.
ANTALYA
3. İŞ MAHKEMESİ


ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. MUSTAFA ALPER ORAL
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
DAVA : Tazminat (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZILIŞ TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) ,davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin davalı nezdinde elektrik teknisyeni olarak çalışmakta iken 08/02/2012 tarihinde saat 08:00 sıralarında yanında iş arkadaşı ... ve ... isimli arkadaşlarıyla çalışmak için bölgesine geçtiğini, işe çıkarken yetkililerin kendilerine ... mahallesi ... sokak üzerindeki trafoda arıza olduğunu ve kontrol etmesini söylediklerini, müvekkilinin arkadaşları ekip olarak bahse konuyu trafoya 09:30 sıralarında ulaştıklarını, trafonun içine müvekkil ve iş arkadaşı ... ve yaptıkları kontrolde trafo içindeki rolenin arızalı olabileceğine karar verdiklerini, trafodaki enerjiyi keserek roleyi değiştirdiklerini, ancak arızanın giderilmediğini görünce müvekkilli ve ... isimli arkadaşına hitaben " ben arabadan başka bir role getireyim, belki taktığımız role arızalıdır..." dediğini, arabaya giderek role alıp tekrar trafonun içine girdiğini, müvekkilinin tam içeri girip trafonun karşısına geçtiği sırada bir parlama olduğunu ve trafodan çıkan sarı alev müvekkilinin yüzüne geldiğini, müvekkili ve arkadaşı bağırarak trafodan çıktıklarını, vatandaşların yardımıyla olay yerinden uzaklaştıklarını, meydana gelen feci kaza sonrasında müvekkili ve arkadaşının doğrudan hastaneye götürüldüğünü ve müvekkilinin yaklaşık 2 ay boyunca yoğun bakımda kaldığını, olay nedeniyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının ..../..... soruşturma dosyasında soruşturmanın başlatıldığını, müvekkilinin şikayetçi olmaması nedeniyle şüpheliler hakkında ..../..... K sayılı koğuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, kazadan dolayı uzunca bir süre hiç çalışamadığını, müvekkilinin iki ay yoğun bakımda kaldığını, genç bir insanın geçirdiği tedavi süreciyle ve bu durumda baş etmesinin zor olduğunu, müvekkilinin manevi açıdan çok yıprandığını, davalı şirketin müvekkiline meydana gelen iş kazası sebebiyle herhangi bir yardım yapmadığını, ilgilenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının ve ıslah haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 40.000 TL manevi tazminatın ise kaza tarihi olan 08/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özet olarak; davacının talep etmiş olduğu maddi ve manevi tazminat ve sair taleplerinin dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirket aleyhine davayı açmadan önce SGK Müdürlüğüne başvurarak dosya açtırması ve bir an önce müfettiş tahkikatı yaptırıp davacıyı SGK sağlık kurullarına sevk ettirerek kalıcı veya geçici iş göremezlik derecelerini tespit ettirmesi ve tedavi giderlerini SSK'aya ödettirmesinin gerektiğini, davacının tecrübeli ve eğitimli bir personel olup kendisine işin gereği olan tüm güvenlik malzemelerinin verildiğini, davacının ... Genel Müdürlüğünün ... Eğitim Merkezinde eğitime tabi tutulduğunu, yüksek gerilim altında çalışma izin belgesi verildiğini, iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimi de verildiğini, iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimin de verildiğini, davacının iş gücü ve gelir kabına uğradığı iddiasının gerçek olmadığını, davacının kazanın olduğu tarihten 31 temmuz 2013 yılına kadar müvekkili şirkette çalıştığını, kusur durumuna ilişkin kapsamlı beyanda bulunma haklarını saklı kalmasını savunarak davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava ve cevap dilekçesi, tanık anlatımları, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin zabıta araştırması, davacıya ait sigorta sicil dosyası, maluliyet evrakı, tahkikat raporu, Aktüerya bilirkişi raporu, Adli Tıp raporu, kusur ve hesap raporları, geçici iş göremezlik ödemesini gösteren belgeler, davacıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerini gösterir belge, diğer müzekkere yanıtları, ıslah dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Davacı vekili mahkememize verdiği 24/12/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; davayı 238.380,45 TL artırmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki ihtilaf kazanın iş kazası olup olmadığı, buna bağlı olarak iş gücü kaybı olup olmadığı, maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının ..../..... soruşturma No ..../..... karar numaralı uyap üzerinden gönderilen dosyanın incelenmesinde; mağdurların ... ile ... olduğu, şüphelinin ... olup, taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı 26/03/2012 tarihinde kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.

Sorumlular hakkında ceza yargılaması yapılmadığı için, ceza dosyası, dosyamıza kazandırılamamıştır.
Antalya SGK İl Müdürlüğünün 17/03/2015 tarih 14581 sayılı komisyon kararına göre ...'nın E cetveline göre sürekli iş göremezlik derecesinin % 57 olduğuna karar verilmiştir.
SGK Başkanlığı Müfettişince düzenlenen 14/07/2015 tarihli raporda; olayın 5510 sayılı Kanunun 13. Maddesi birinci fıkrası (a) ve (b) bentleri uyarınca iş kazası sayılması gerektiği, olayın meydana gelmesinde işverenin % 70 oranında, kazalı ...'nın % 10 oranında, ekip şefi ... ile ...'in her birinin % 10 oranında kusurlu oldukları kanaati belirtilmiştir.
Ankara 21. İş Mahkemesinin ..../... Talimat dosyasından aldırılan A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlarınca aldırılan 02/05/2016 tarihli raporda; davalı işveren ... San. Ve Tic. Ltd.Şti'nin % 50 oranında, davacı ...'nın 50 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan rapor; SGK müfettişlerince yapılan tahkikat sonucu verilen kusur durumları ile çeliştiği için bu çelişkiyi gidermek üzere dosya yeniden rapora gönderilmiştir.
Ankara 21. İş Mahkemesinin 2017/242 Talimat dosyasından aldırılan A sınıfı İş Güvenliği Uzmanlarınca aldırılan 23/06/2017 tarihli raporda; davalı ... San. Ve Tic. Ltd.Şti'nin eğitimle verilen bilgilerin ve talimatların sahada uygulanıp uygulanmadığının, çalışmalarda gereken iş güvenliği önlemlerinin alınıp alınmadığının kontrolü için etkin kontrol ve denetim sistemi oluşturulmaması, enerjili yüksek gerilim tesisinde ehil kişi gözetiminde gerekli güvenlik önlemlerinin alındığından emin olunduktan sonra çalışmaların yürütülmemesi sebebiyle % 50, olayda yaralanan 1990 doğumlu ...'nın aldığı eğitim ve talimatlara uygun hareket etmemesi, ekipte iş güenliği sorumlusu olarak görevlendirilmiş bir kişi olarak trafoda yapacağı her çalışma öncesinde hücrede gerilim olup olmadığını kontrol etmemesi, eğitimli ve tecrübeli bir çalışan olmasına rağmen şahsi güvenliğini korumada dikkatli ve tedbirli davranmaması sebebiyle % 50 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Alınan rapor, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun, çelişkileri giderir mahiyette olduğundan hükme esas alınmıştır.
08/01/2018 havale tarihli aktüerya bilirkişi raporunda; 08/02/2012 tarihinde iş kazası sonucu 08/02/2012-10/03/2012 arası çalışamamış, devamında % 57 sürekli iş gücü kaybına uğrayan davacı ...'nın iş gücü (efor) kaybından kaynaklanan ve SGK ödemelerini aşan maddi zararının 268.342,22 TL olduğu yönünde rapor tanzim edilmiştir.
SGK'dan alınan 03/07/2018 tarihli kontrol muayene sonucuna ilişkin yazı cevabına göre, maluliyetin %52 olarak tespit edildiği,10/10/2020'de yeniden kontrol muayene gerektiği anlaşılmıştır. SGK'nın 10/10/2020 tarihli kontrol muayenesine göre %52 maluliyetin değişmediğinin tespit edildiği görülmüştür.
03/07/2018 tarihli Kontrol muayene sonucundan sonra alınan 08/11/2018 havale tarihli aktüerya ek bilirkişi raporunda; 08/02/2012 tarihinde iş kazası sonucu 08/02/2012-10/03/2012 arası çalışamamış, devamında % 52 sürekli iş gücü kaybına uğrayan davacı ...'nın iş gücü (efor) kaybından kaynaklanan ve SGK ödemelerini aşan maddi zararının 239.380,45 TL olduğu yönünde ek rapor tanzim edilmiştir. 10/10/2020 tarihindeki kontrol muayene sonucu maluliyet değişmediğinden yeniden ek rapor alınmamıştır.
Tüm dosya kapsamında yapılan yargılamada, tarafların iddiaları, olayın oluşumu, kusur durumu, ortaya çıkan sonuç, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihi ve paranın o tarihteki alım gücü, ekonomik koşullar, hak ve nesafet kuralları, davacının yaşı, maluliyet durumu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının % 52 maluliyetiyle sonuçlanan iş kazası nedeniyle davacının çektiği elem ve ızdırabın kısmende olsa hafifletilmesine yönelik olarak talep edilen manevi tazminat miktarından indirim yapılarak 30.000,00-TL. manevi tazminat takdir olunmuş; bu haliyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davanın Kısmen Kabulü ile Kısmen Reddine,
-239.380,45 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 08/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-30.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 18.401,37 TL den 700,00 TL peşin harç , 4.071,00 TL ıslah toplamı olan 4.771,20 TL'nin harcın mahsubu ile bakiye 13.630,17 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacının yatırdığı 25,20 TL başvurma harcı,700,00 TL peşin harç , 4.071,00 TL ıslah harcının toplamı olan 4.796,40 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı 5.748,60 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 5.542,80 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı 49,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 1,70 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden karar tarihindeki Avukatlık asgari ücret tarifesine göre 24.256,63 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihindeki Avukatlık asgari ücret tarifesine göre 4.500,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden karar tarihindeki Avukatlık asgari ücret tarifesine göre 4.080,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

9-Tarafların yatırdıkları gider avansından kalan kısımların var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere bağımsız ve tarafsız Antalya 3. İş Mahkemesi tarafından verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2020

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
10. HUKUK DAİRESİ


ESAS NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. MUSTAFA ALPER ORAL
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ :
Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin davalı nezdinde elektrik teknisyeni olarak çalışmakta iken 08/02/2012 tarihinde saat 08:00 sıralarında yanında iş arkadaşı ... ve ... isimli arkadaşlarıyla çalışmak için bölgesine geçtiğini, işe çıkarken yetkililerin kendilerine ... mahallesi ... sokak üzerindeki trafoda arıza olduğunu ve kontrol etmesini söylediklerini, müvekkilinin arkadaşları ekip olarak bahse konuyu trafoya 09:30 sıralarında ulaştıklarını, trafonun içine müvekkil ve iş arkadaşı ... ve yaptıkları kontrolde trafo içindeki rolenin arızalı olabileceğine karar verdiklerini, trafodaki enerjiyi keserek roleyi değiştirdiklerini, ancak arızanın giderilmediğini görünce müvekkilli ve ... isimli arkadaşına hitaben " ben arabadan başka bir role getireyim, belki taktığımız role arızalıdır..." dediğini, arabaya giderek role alıp tekrar trafonun içine girdiğini, müvekkilinin tam içeri girip trafonun karşısına geçtiği sırada bir parlama olduğunu ve trafodan çıkan sarı alev müvekkilinin yüzüne geldiğini, müvekkili ve arkadaşı bağırarak trafodan çıktıklarını, vatandaşların yardımıyla olay yerinden uzaklaştıklarını, meydana gelen feci kaza sonrasında müvekkili ve arkadaşının doğrudan hastaneye götürüldüğünü ve müvekkilinin yaklaşık 2 ay boyunca yoğun bakımda kaldığını, olay nedeniyle Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının .../... soruşturma dosyasında soruşturmanın başlatıldığını, müvekkilinin şikayetçi olmaması nedeniyle şüpheliler hakkında ..../..... K sayılı koğuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, kazadan dolayı uzunca bir süre hiç çalışamadığını, müvekkilinin iki ay yoğun bakımda kaldığını, genç bir insanın geçirdiği tedavi süreciyle ve bu durumda baş etmesinin zor olduğunu, müvekkilinin manevi açıdan çok yıprandığını, davalı şirketin müvekkiline meydana gelen iş kazası sebebiyle herhangi bir yardım yapmadığını, ilgilenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının ve ıslah haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 40.000 TL manevi tazminatın ise kaza tarihi olan 08/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 24.12.2018 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının talep etmiş olduğu maddi ve manevi tazminat ve sair taleplerinin dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirket aleyhine davayı açmadan önce SGK Müdürlüğüne başvurarak dosya açtırması ve bir an önce müfettiş tahkikatı yaptırıp davacıyı SGK sağlık kurullarına sevk ettirerek kalıcı veya geçici iş göremezlik derecelerini tespit ettirmesi ve tedavi giderlerini SSK'aya ödettirmesinin gerektiğini, davacının tecrübeli ve eğitimli bir personel olup kendisine işin gereği olan tüm güvenlik malzemelerinin verildiğini, davacının ... Genel Müdürlüğünün ... Eğitim Merkezinde eğitime tabi tutulduğunu, yüksek gerilim altında çalışma izin belgesi verildiğini, iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimi de verildiğini, iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimin de verildiğini, davacının iş gücü ve gelir kabına uğradığı iddiasının gerçek olmadığını, davacının kazanın olduğu tarihten 31 temmuz 2013 yılına kadar müvekkili şirkette çalıştığını, kusur durumuna ilişkin kapsamlı beyanda bulunma haklarını saklı kalmasını savunarak davacının haksız ve yasal dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davanın kısmen kabulü ile maddi ve manevi tazminat talepleri hüküm altına alınmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı her iki tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; olayın ağırlığı ve kusur durumları karşısında manevi tazminatın çok düşük olduğunu, manevi tazminat talebinin tam kabulünün gerektiğini belirtmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada işverenin hiçbir kusurunun bulunmadığını, kusur raporunun somut olmadığını, elektrik enerjisini kesmeden trafoya müdahale eden davacının kusurlu olduğunu, hesap bilirkişisi raporunun hayatın olağan akışına aykırı tespitler içerdiğini, davacının bilinen dönem gelirinin sonraki dönemler içinde hesaba alınmasının yanlış olduğunu belirtmiştir.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355. Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde:
Davacının istinaf sebebine göre manevi tazminatın miktarı, davalı şirketin istinaf sebeplerine göre ise meydana gelen iş kazasında davalıya yüklenecek kusurun bulunup bulunmadığı, kusur ve hesap raporlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davalının istinaf sebepleri yönünden yapılan incelemede:
Dava iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında toplanan delillere, dava ve cevap dilekçelerine, iş kazası ile ilgili SGK müfettiş raporu içeriğine, mahkemece alınan kusur bilirkişiler kurulu raporu ve hesap raporu kapsamına göre, meydana gelen iş kazasında davalı işverenin %50 kusurlu olduğuna ilişkin tespit içeren kusur bilirkişiler kurulu raporunun oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu, yine davacının kesinleşmiş maluliyet oranı ve kurumca yapılan ödemelerin gözetilerek düzenlenen hesap raporununda dosya kapsamına uygun olduğu, her ne kadar hesap bilirkişilerince PMF 1937 tablosuna göre maddi tazminat hesaplanmış ise de bu hesaplamanın davalı işveren lehine olduğu, istinaf edenin sıfatına göre bu itirazında yerinde olmadığı görülmekle davalının istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır.
Davacının istinaf sebebi yönünden yapılan incelemede: Borçlar Kanununa göre hakimin özel halleri gözönünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalıya verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutulması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Somut uyuşmazlıkta; uyuşmazlık konusu iş kazasının meydana gelme tarihi, paranın satın alma gücü, davacının maluliyet oranı ve özellikle de meydana gelen iş kazasında davalı işverenin kusur oranı (%50 kusur) ve davacı işçide meydana gelen yaralanmanın niteliği gözönüne alındığında ilk derece mahkemesince hüküm altına alınan manevi tazminatın miktarı dosya kapsamına ve manevi tazminatın özelliğine uygun olarak belirlendiğinden davacının bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde bulunmamıştır.
Bu itibarla sonuç olarak; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince her iki tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1- Her iki taraf vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 18.401,37 TL istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 4.602,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 13.799,37 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3- Davacı tarafça istinaf harcı peşin yatırıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4- Her iki tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; manevi tazminat davası her iki taraf açısından 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3. Maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince alacağın miktarı itibariyle KESİN, maddi tazminat davası davacı yönünden KESİN, davalı yönünden 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3 ve 4. Maddeleri delaletiyle 6100 Sayılı HMK'nın 361/1. Maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere 13/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip