4857 sayılı İş Kanunu'nun '' işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı '' başlıklı 24. maddesinin II. '' Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri '' bölümünün e bendinde “...e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse...” düzenlemesi yer almakta olup İş Kanunu gereğince işçi konumunda bulunan kişiler süresi belirli olsun veya belirli olmasın, bu gibi hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilme hakkına sahiptir.
Bu durumda olan ve çalışmalarının karşılığı olan ücretlerini zamanında ya da gereği gibi alamayan işçiler uygulamada iş akitlerini 4857 sayılı İş Kanunu md. 24/e'ye göre haklı sebeple noter aracılığıyla feshederek kıdem tazminatı ve diğer alacak kalemleri açısından önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmakta sonrasında ise anlaşılamaması halinde dava yoluna giderek haklarını almaya çalışmaktadırlar.Özellikle kurumsallıktan uzak işverenlerin gerek ekonomik zorluklar gerekse de iş azlığı, maddi durumlarının bozulması gibi farklı sebeplerle ekonomik kriz etkisinin yoğun şekilde hissedildiği son dönemlerde işçilerin çalışmalarının karşılığı olan hak etmiş oldukları ücretleri geç ödedikleri ya da gereğince hesaplayıp ödemedikleri işçiler tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Uygulamada benzer durumları yaşayan işçiler başka yerde iş bulamayacakları kaygısıyla ve yıllarca çalışmalarının karşılığı olan kıdem tazminatlarını, işçilik alacaklarını bırakmamak adına çalışmayı zorunluluk görerek sürdürmekte sonrasında ise kendilerini çalışma barışının zedelendiği fiili bir durumun içerisinde bulmaktadırlar. İşyerinden ayrılma noktasında kararını net olarak veren işçiler ise iş akitlerini 4857 sayılı İş Kanunu md. 24/e'ye göre haklı sebeple noter aracılığıyla feshetme yoluna gitmektedirler. Feshin haklı olması durumunda işçiler işverene ihbar tazminatı ödemek zorunda kalmamaktadırlar. Ayrıca yeni ve daha iyi şartlarda bir iş bulma imkanına sahip olan işçiler ayrıldığı işyerinden de haklarını alma hakkına kavuşmuş olmaktadırlar. Noterden yapılan fesih içeriğinde ayrıca kıdem tazminatı ve hesaplanan işçilik alacaklarının da belirlenecek süre içerisinde ödenmesi talep edilmektedir. Uygulamada sıklıkla karşılaştığımız üzere işverenler fesih ihtarnamesinden sonra anlaşmamakta ve ayrıca devamsızlık sebebiyle işçilerin iş akitlerini feshetmektedirler. İşçinin dava sonucunda haklı çıkması durumunda işveren tarafından yapılan bu feshin de doğal olarak geçerli olmadığı sonucu ortaya çıkacaktır. Ayrıca işçinin çıkış kodunun da düzeltilmesi sağlanabilmektedir. İhtarnamede belirtilen sürenin sonunda zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmakta anlaşma sağlanamaması durumunda ise İş Mahkemeleri nezdinde dava açma yoluna gidilmektedir.
Kendilerine intikal eden davalarda İş Mahkemeleri ücret ve diğer işçilik alacaklarının süresinde ve gereği gibi ödenmediği yönünde değerlendirme yapması durumunda kıdem tazminatını hüküm altına almakta; yine koşulları oluşmuşsa ve deliller ile net bir şekilde desteklenmişse yaptıracağı bilirkişi incelemesi doğrultusunda diğer işçilik alacaklarının da işverenden tahsili doğrultusunda karar vermektedirler.
Fesih işleminin ve sonraki sürecin hukuken teknik bir konu olması, işçinin yıllara dayalı emeğinin karşılığı olan alacağının söz konusu olması, farklı bilirkişilerin benzer durumlarda farklı yorumlarının olabilmesi ve farklı mahkemelerin benzer konularda farklı kararlar vermesi sebebiyle işçilik alacaklarını gerektiği gibi alamadığını düşünen işçilerin avukat meslektaşlarımızdan hukuki destek alması kendi menfaatlerine olacaktır.
Temsil ettiğimiz müvekkiller adına açtığımız davalara ilişkin bir kısım Yerel Mahkeme kararlarını; Bölge Adliye Mahkemesi kararlarını ve Yargıtay kararlarını da bu yazımız ekinde paylaşıma açmış bulunmaktayız.
T.C.
ANTALYA
12. İŞ MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ : Mustafa Alper Oral
DAVALI : ........... Sanayi ve Tic. A.ş.
VEKİLİ :
DAVA :
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2019 yılı şubat ayından 03/03/2020 tarihine kadar kümes sorumlusu olarak çalıştığını, davacının iş akdinin davacı tarafından Antalya .... Noterliğinin 03/03/2020 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesiyle; fazla mesai ücretinin ödenmediği, yıllık izinlerinin kullandırılmadığı, UBGT ücretinin ödenmediği, öğle aralarının tam kullandırılmadığı ve mobing uygulandığı gibi gerekçelerle feshedildiğini, davacının 8'de iş başı yaptığını, en erken çıkış saatinin 18:30 olduğunu, 23:30'a kadar çalışıldığını, bazı zamanlar bekçi olarak 17:30'dan sabah 08:30'a kadar 24 saate kadar çalıştığını, tüm UBGT günlerinde çalıştığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 100 TL Kıdem Tazminatı, 100 TL Fazla Mesai Ücreti, 100 TL UBGT Ücretinin faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının 11/02/2019 tarihinden itibaren asgari ücret ile çalıştığını, davacının ücretinin her ay ödendiğini, mobing uygulandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının haftanın 6 günü 08:00-17:30 arası günlük 1,5 saat ara dinlenmesi ile çalıştığını, davacının iş akdinin 03-04-05/03/2020 tarihlerinde yapmış olduğu devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, kıdem tazminatı hakkı olmadığını, davacının UBGT çalışması olmadığını, bordroları ihtirazi kayıt içermeksizin imzaladığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER: :
Davacının iddiası, davalı cevap dilekçesi, tanık anlatımları, davacıya ait sigorta sicil dosyası, davacıya ait hesap ekstresi, bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
Davacı Tanığı ... : “davacı ile davalı işyerinde bir yıl birlikte çalıştık. Davacı benden önce işten ayrıldı ben davacıdan önce işe başladım. Davacı fazla mesai ücretlerini alamadığı için işten ayrıldı. Ben paketlemede çalışıyordum. Davacı bekçilik, paketleme, kümese bakma gibi tüm işleri yapıyordu. Biz aynı yerde farklı bölümlerde çalışıyor gibiydi ben depoda çalışıyordum davacı daha çok kümeslerin bulunduğu bölümde çalışıyordu. Bekçi rahatsızlandığı zaman gece bekçiliği yapıyordu. Kümesin temizliği, kümes hayvanlarının bakımı ile ilgileniyordu. İşyerinde yumurta üretimi yapılıyordu. Yumurta paketleme işinde de çalışıyordu. İşyerinde gerektiğinde haftanın 7 günü çalışma yapılıyordu. Erkek eleman az olduğu için davacının 7 gün çalıştığı daha çok oluyordu. Ben davacının bir ay hiç haftalık izin kullanmadan çalıştığını biliyorum. Bir ay kullanamadıktan sonra kendisine iki gün üst üste izin verildiğini hatırlıyorum. Ortalama olarak iki haftada bir gibi hafta tatili kullanmıyordu tam olarak hatırlayamamaktayım. Dini bayramların hepsinde çalışıyorduk. Milli bayramlarda ve resmi tatillerde çalışıyorduk. Normal mesai saatlerimiz 08:30-17:30 arasındaydı. İki kez 15 dk çay molası yarım saat yemek molası olmak üzere toplam 1 saat mola veriyorduk. Dini bayramlarda tüm bayram boyunca sabah 04:00-05:00 gibi başlayıp işimizi ne kadar erken bitirirsek 14:00 gibi 15:00 gibi çıkıyorduk. 17:30 da çıktığımız çok nadirdi hergün en az bir saat kalıp mesaiden sonra da bir saat çalışıyorduk. İşyerinde sabah girerken ve çıkarken yüzümüzü okutuyorduk” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı ... : “İş akdinin kim tarafından feshedildiğini bilmiyorum, Davacı ...'de kümescilik yapardı, asgari ücretten daha az maaş aldığını biliyorum, bana öyle söylüyordu. Ayda ortalama 2-3 defa haftalık iznini kullanmadan çalışıyordu. Dini ve milli bayramların tamamında çalışma yapılırdı. Sabah 08:00'da çalışmaya başlayıp gece 23:00-24:00'a kadar çalışma yapılıyordu, iş ancak o zamana kadar bitiyordu, yüz tanıma sistemi vardı, bu yüz tanıma sisteminden de çalışma yaptığı anlaşılabilir. Ben 2018 yılı Aralık'tan 2021 Eylül ayının başına kadar davalı şirkette çalıştım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı Tanığı ... : “İş akdinin kim tarafından feshedildiğini bilmiyorum, Davacı ...'de kümescilik yapardı, asgari ücretten daha az maaş aldığını biliyorum, bana öyle söylüyordu. Ayda ortalama 2-3 defa haftalık iznini kullanmadan çalışıyordu. Dini ve milli bayramların tamamında çalışma yapılırdı. Sabah 08:00'da çalışmaya başlayıp gece 23:00-23:30'a kadar çalışma yapılıyordu, iş ancak o zamana kadar bitiyordu, yüz tanıma sistemi vardı, bu yüz tanıma sisteminden de çalışma yaptığı anlaşılabilir. Ben 2018 yılı Aralık'tan 2020 Mart ayının sonuna kadar davalı şirkette çalıştım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı ... : “davacı davalı şirketin yumurta üretim bölümünde işçi olarak çalışıyordu. Ben davalı işyerinde sorumlu yönetici olarak çalışıyorum. Ben işveren vekiliyim işyerinde işçi alma çıkarma yetkim vardır ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı ... : “İş akdinin kim tarafından feshedildiğini bilmiyorum, Davacı ...'de kümescilik yapardı, davacı asgari ücret maaş alıyordu, bana öyle söylüyordu. Davacı haftalık iznini her hafta kullanıyordu. Dini ve milli bayramların tamamında çalışma yapılırdı ama çalışılan gün kadar daha sonra izin verilirdi. Sabah 08:30'da çalışmaya başlayıp 17:30'da çalışma biter ancak haftada 3-4 defa 21:00'a kadar çalışma yapılıyordu ve bu çalışılan süre kadar izin veriliyordu. Ancak davacı bu şekilde tüm çalışma dönemi boyunca çalışmamıştır. Biraz önce söylediğim çalışma şekli davacının 1-2 aylık süresi için geçerlidir, diğer kalan süre boyunca Sabah 08:30'da çalışmaya başlayıp 17:30'da çalışma yapıyordu. Haftada 6 gün çalışma yapılıyordu. Yüz tanıma sistemi vardı, bu yüz tanıma sisteminden de çalışma yaptığı anlaşılabilir. Ben halen davalı şirkette çalışırım.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz dosyası bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporunda talep konusu alacak kalemine ilişkin hesaplama yapılmıştır.
Davacı tarafça ıslah dilekçesi verilmiş ve harcı usulünce yatırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarına ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı işyerinde 12/02/2019-02/03/2020 tarihleri arasında 1 yıl 21 gün çalışmasının bulunduğu, son ücretinin dönemin asgari ücreti olduğu kanaatine varılmış ve hesaplamalar bu miktarlar ve süreler dikkate alınarak yapılmıştır.
4857 sayılı İş Kanununun 24/II-e bendinde ücreti ödenmeyen işçinin haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da tanınmıştır. İlgili yasa metninde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, primi, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkânı verir. (Yargıtay 9.HD. 16.7.2008 gün 2007/ 22062 E, 2008/ 16398 K. ve aynı yönde diğer kararları)
Somut uyuşmazlıkta, davacının 03/03/2020 tarihli noter ihtarnamesiyle, hak kazandığı işçilik ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı sebeple feshettiği, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazandığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Fazla çalışma yapıldığının, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispat külfeti davacı işçiye, bu çalışmalarının ücretlerinin ödendiğini ispat külfeti ise davalı işverene aittir. Davacı taraf, tanık beyanları ve dosya kapsamında toplanan delillerle fazla çalışmalarını, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmalarını ispatlamış ancak davalı işveren bu çalışmaların karşılığı olan ücretleri tam ve eksiksiz olarak ödediğini ispatlayamadığı anlaşılmakla davacının bu kalemlere ilişkin ödenmeyen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan işçilik ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiş, ancak hesaplamanın tanık beyanlarına dayalı olduğu, hayatın olağan akışı, davacının her zaman aynı tempoda ve sürede çalışamayacağı hususları dikkate alınarak Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatları doğrultusunda hesaplanan miktardan %30 oranında karineye dayalı makul bir indirim yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan hukuka uygun ve denetime elverişli 06/04/2022 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamaların doğru ve yerinde olduğu, davacının brüt 3.112,32 TL kıdem tazminatı, %30 takdiri indirimle brüt 11.558,00 TL fazla çalışma ücreti, %30 takdiri indirimle brüt 367,15 TL ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-Brüt 3.112,32 TL kıdem tazminatı alacağının iş akdinin fesih tarihi olan 03/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Hesaplanan brüt 16.511,44 TL'den %30 oranında karineye dayalı makul indirim yapılarak tespit edilen brüt 11.558,00 TL fazla mesai ücreti alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 19/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Hesaplanan brüt 524,50 TL'den %30 oranında karineye dayalı makul indirim yapılarak tespit edilen brüt 367,15 TL ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 19/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına,
5-Alınması gereken 1.027,20 TL harçtan, peşinen ve ıslahla alınan 306,08 TL'nin mahsubu ile bakiye 1.140,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan harç masrafı toplamı 62,20 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 780,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.'ye göre hesaplanan nispi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında kalmakla 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider ve delil avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
11-Davalı tarafından yatırılan delil avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
12-Arabuluculuk asgari ücret tarifesi gereğince dava şartı zorunlu arabulucu ücreti olan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 680,00 TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi'nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :
KARAR NO :
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 12. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI :
DAVACI :
VEKİLİ :Av. MUSTAFA ALPER ORAL
DAVALI : ... A.Ş.
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZMA TARİHİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2019 yılı şubat ayından 03/03/2020 tarihine kadar kümes sorumlusu olarak çalıştığını, davacının iş akdinin davacı tarafından Antalya 11. Noterliğinin 03/03/2020 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesiyle; fazla mesai ücretinin ödenmediği, yıllık izinlerinin kullandırılmadığı, UBGT ücretinin ödenmediği, öğle aralarının tam kullandırılmadığı ve mobing uygulandığı gibi gerekçelerle feshedildiğini, davacının 8'de iş başı yaptığını, en erken çıkış saatinin 18:30 olduğunu, 23:30'a kadar çalışıldığını, bazı zamanlar bekçi olarak 17:30'dan sabah 08:30'a kadar 24 saate kadar çalıştığını, tüm UBGT günlerinde çalıştığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 100 TL Kıdem Tazminatı, 100 TL Fazla Mesai Ücreti, 100 TL UBGT Ücretinin faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 11/02/2019 tarihinden itibaren asgari ücret ile çalıştığını, davacının ücretinin her ay ödendiğini, mobing uygulandığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının haftanın 6 günü 08:00-17:30 arası günlük 1,5 saat ara dinlenmesi ile çalıştığını, davacının iş akdinin 03-04-05/03/2020 tarihlerinde yapmış olduğu devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, kıdem tazminatı hakkı olmadığını, davacının UBGT çalışması olmadığını, bordroları ihtirazi kayıt içermeksizin imzaladığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının özeti: "Davanın kabulü ile, brüt 3.112,32 TL kıdem tazminatı alacağının iş akdinin fesih tarihi olan 03/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Hesaplanan brüt 16.511,44 TL'den %30 oranında karineye dayalı makul indirim yapılarak tespit edilen brüt 11.558,00 TL fazla mesai ücreti alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 19/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Hesaplanan brüt 524,50 TL'den %30 oranında karineye dayalı makul indirim yapılarak tespit edilen brüt 367,15 TL ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının arabuluculuk son tutanak tarihi olan 19/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek olan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına ...." karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iş akdinin davacının devamsızlığı nedeniyle işveren tarafından haklı sebeple feshedildiğini, davacının kıdem tazminatı almaya hak kazanmadığını, fazla çalışma, genel tatil ücret alacağının bulunmadığını, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355'inci maddesi uyarınca istinaf incelemesi kamu düzenine aykırılık bulunmadığı durumlarda istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş akdinin haklı sebeple fesh edilip edilmediği ve davacının işçilik alacağı olup olmadığıdır.
Davacının 12/02/2019 - 02/03/2020 tarihleri arasında davalı nezdinde çalıştığı, iş akdinin 4857 sayılı yasanın 24/2-e maddesi gereği ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğundan haklı nedenle feshedildiği, fesih ihtarnamesi gönderildiği tarih itibariyle tespit edilen fazla çalışma ücret alacağının bulunduğu dikkate alındığında davacının kıdem tazminatına hak kazandığının kabulü isabetlidir.
Tarafların iş yerindeki çalışma şekli ile ilgili olarak yazılı delil sunmadıkları görülmekle davacının yaptığı işin niteliği de dikkate alınarak tanık beyanları ile maddi vakıa niteliğinde olan genel tatil, fazla çalışmaların tespitinde ve mahkemenin bu tespite göre uygulama yapmasında hata yoktur.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuki gerekçeleri ile dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Dosya kapsamı, delil durumu itibariyle Antalya 12. İş Mahkemesi Esas Karar sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Sarf ettiği istinaf masrafının davalı üzerinde bırakılmasına,
Alınması gereken 1.027,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 257,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 770,20 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Tebligat ve harç işlemlerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 359'uncu maddesinin 3'üncü fıkrası uyarınca ilk derece Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine;
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme ve müzakere sonucunda oy birliği ile 31/01/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip
Sosyal Ağ